Farklı karakter yapılarına sahip Meltem ve Haluk çifti, sürekli tartışıyor olmalarına rağmen, birbirlerini deli gibi sevmektedir. Başarılı bir kariyere sahip Meltem, evde ailesinin bütün ihtiyaçlarına koşturabilme yeteneğine ve enerjisine sahiptir. Tipik bir Anadolu erkeği olan Haluk'un tek derdi ise yemek, futbol ve tembelliktir. Sürekli didişme halinde olan çiftin anlaştığı tek konu ise kızlar ve arabalarla kafayı bozmuş olan oğulları Havuç ve kendini beğenmiş kızları Duygu ile ilgili alınan kararlardır.

Ali, Metin ve hayallerine ortak etmek istedikleri ama hep hayal kırıklıklarına denk getirdikleri küçük kardeşleri Feyza ile dünyaya barış ve mutluluk getirmek isterler. Sırf bu talepleriyle Say kanununu boşa çıkarttıkları için makroekonomiye büyük bir darbe vuran kardeşler için bu sadece başlangıçtır. Ali ve Metin’in büyük mucitler gibi geniş çalışma alanları, sponsorları yoktur ama dünyayı güzelleştirmeye çalışırken 60’ından sonra kendisine bakmaya başlayan ve evdeki herkesi huylandıran babaları, 87 yaşından sonra 'Ben hinlik için yaratılmışım' diyen el aldıkları ustaları ve tarifi çok zor gönül ilişkileri vardır.

Eylül, Songül, Cemre, Kader ve Meral... Onlar dağılan yuvaların kırgın çiçekleri... Aynı yetimhanede kalan ve aynı okulda okuyan kızlar, yaşadıkları her olayda birbirlerine kenetlenmektedir. Zor zamanlarında onlara Feride ve Toprak öğretmenleri yardım ellerini uzatır.

Selin, Leyla ve Nazlı anne ve babalarını trafik kazasında yitirdikten sonra amcalarının yanına sığınırlar. Ancak onun huysuz karısı Aslı ve Aslı'nın önceki evliliğinden olan kızı Kıvılcım tarafından sürekli eziyet görürler. Kızlar dünyada yapayalnız kaldıklarını zannederler ama aslında dünyanın kaderini değiştirecek ve kötü Hades'e karşı savaşacak Selena'yı Ütopya gezegeninden çağıracak sırra sahiptirler.

Fırıncı Nusret efendi, eşi ve beş kızıyla İstanbul'un eski mahallelerinden birinde, birbirinden naif ve enteresan komşularıyla mutlu mesut bir hayat sürmektedir. Bu mahallede kavga, gürültü, komik olaylar ve aşklar eksik olmamaktadır.

Çukurova'da aşkın, intikamın, kavganın ve rekabetin öyküsü konu ediliyor.

Türkiye'nin en güçlü ailesi olan Çakırbeyliler'in karşısında bu sefer daha zorlu bir sınav vardır: Avrupa'nın en büyüğü olmak... Bakalım, güç savaşlarında kazanan taraf kim olacak, dünyayı sömüren güçler mi, onlara başkaldıran Çakırbeyliler mi?

Bir grup sorunlu zengin genç, akılları başlarına gelsin diye ıssız bir adaya gönderilir. Ama bu gençlerin bilmediği bir şey vardır: Fidye için plan yapan bir grup paralı asker...

Eski bir polis olan Serhat Hakeri, Topçuoğlu ailesiyle yaşadığı bir olay yüzünden izini kaybettirmiş ve Divriği’de kendisine yeni bir hayat kurmuştur. Herkes onu “Ahmet” olarak tanımaktadır. Kasabalı Nurgül ile yedi yıldır evli olan Serhat Hakeri, geçmişini tamamen geride bırakmıştır. Ancak kasabada karıştığı bir olay nedeniyle kasabalının gözünde kahraman olurken, Topçuoğlu ailesi de yıllardır izini bulamadıkları Serhat Hakeri’nin peşine düşer. Topçuoğlu ailesinin damadı Ertan’ı karşısında gören Ahmet’in hayatı, yaşadığı unutulmaz acı ile bir günde değişir. Böylece Serhat Hakeri ve Topçuoğlu ailesi arasındaki intikam savaşı yeniden alevlenir.

Güneydoğu'da filizlenen zor bir aşkın öyküsü... Kanun tanımaz töre ve töreye karşı gelen bir aşk... Sıla, on üç yaşındayken ailesinden koparılıp, İstanbul'daki çocuksuz bir aileye verilir. Ancak yıllar sonra yüzünü bile hatırlayamadığı ağabeyinin hayatını kurtarmak için berdel olarak, aşiret reisi Boran'la evlendirilir. Sıla, artık büyük bir evde hapiste gibidir.

Zekası ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel hırsız Kertenkele'nin 'Hayatın yalan olsa da aşkın gerçek olsun' dedirten hikayesi... Mesleki hayatını takıntılı bir şekilde Kertenkele’yi yakalamaya adayan komiser Ünsal’ın tüm çabalarına rağmen Kertenkele izini kaybettirmenin bir yolunu hep bulmuştur. Kertenkele sıfır din bilgisi ile imamlık yapmaya çalışırken karşısına gayrimenkul kralı Ekrem Bey’in güzeller güzeli torunu Zehra çıkar.

Farklı karakter yapılarına sahip Meltem ve Haluk çifti, sürekli tartışıyor olmalarına rağmen, birbirlerini deli gibi sevmektedir. Başarılı bir kariyere sahip Meltem, evde ailesinin bütün ihtiyaçlarına koşturabilme yeteneğine ve enerjisine sahiptir. Tipik bir Anadolu erkeği olan Haluk'un tek derdi ise yemek, futbol ve tembelliktir. Sürekli didişme halinde olan çiftin anlaştığı tek konu ise kızlar ve arabalarla kafayı bozmuş olan oğulları Havuç ve kendini beğenmiş kızları Duygu ile ilgili alınan kararlardır.

Ali, Metin ve hayallerine ortak etmek istedikleri ama hep hayal kırıklıklarına denk getirdikleri küçük kardeşleri Feyza ile dünyaya barış ve mutluluk getirmek isterler. Sırf bu talepleriyle Say kanununu boşa çıkarttıkları için makroekonomiye büyük bir darbe vuran kardeşler için bu sadece başlangıçtır. Ali ve Metin’in büyük mucitler gibi geniş çalışma alanları, sponsorları yoktur ama dünyayı güzelleştirmeye çalışırken 60’ından sonra kendisine bakmaya başlayan ve evdeki herkesi huylandıran babaları, 87 yaşından sonra 'Ben hinlik için yaratılmışım' diyen el aldıkları ustaları ve tarifi çok zor gönül ilişkileri vardır.

Eylül, Songül, Cemre, Kader ve Meral... Onlar dağılan yuvaların kırgın çiçekleri... Aynı yetimhanede kalan ve aynı okulda okuyan kızlar, yaşadıkları her olayda birbirlerine kenetlenmektedir. Zor zamanlarında onlara Feride ve Toprak öğretmenleri yardım ellerini uzatır.

Selin, Leyla ve Nazlı anne ve babalarını trafik kazasında yitirdikten sonra amcalarının yanına sığınırlar. Ancak onun huysuz karısı Aslı ve Aslı'nın önceki evliliğinden olan kızı Kıvılcım tarafından sürekli eziyet görürler. Kızlar dünyada yapayalnız kaldıklarını zannederler ama aslında dünyanın kaderini değiştirecek ve kötü Hades'e karşı savaşacak Selena'yı Ütopya gezegeninden çağıracak sırra sahiptirler.

Fırıncı Nusret efendi, eşi ve beş kızıyla İstanbul'un eski mahallelerinden birinde, birbirinden naif ve enteresan komşularıyla mutlu mesut bir hayat sürmektedir. Bu mahallede kavga, gürültü, komik olaylar ve aşklar eksik olmamaktadır.

Çukurova'da aşkın, intikamın, kavganın ve rekabetin öyküsü konu ediliyor.

Türkiye'nin en güçlü ailesi olan Çakırbeyliler'in karşısında bu sefer daha zorlu bir sınav vardır: Avrupa'nın en büyüğü olmak... Bakalım, güç savaşlarında kazanan taraf kim olacak, dünyayı sömüren güçler mi, onlara başkaldıran Çakırbeyliler mi?

Eski bir polis olan Serhat Hakeri, Topçuoğlu ailesiyle yaşadığı bir olay yüzünden izini kaybettirmiş ve Divriği’de kendisine yeni bir hayat kurmuştur. Herkes onu “Ahmet” olarak tanımaktadır. Kasabalı Nurgül ile yedi yıldır evli olan Serhat Hakeri, geçmişini tamamen geride bırakmıştır. Ancak kasabada karıştığı bir olay nedeniyle kasabalının gözünde kahraman olurken, Topçuoğlu ailesi de yıllardır izini bulamadıkları Serhat Hakeri’nin peşine düşer. Topçuoğlu ailesinin damadı Ertan’ı karşısında gören Ahmet’in hayatı, yaşadığı unutulmaz acı ile bir günde değişir. Böylece Serhat Hakeri ve Topçuoğlu ailesi arasındaki intikam savaşı yeniden alevlenir.

Tatar Ramazan, babasına yapılan haksızlığın cezasını kendi elleriyle kestiği gün hapse girer. Başka bir şehre sürgün edilir. Uğruna ölümlere gideceği Süreyya’sını memleketi Ovacık’ta bırakır. Tek rüyası, içinde onun ve çocuklarının olduğu bir yuva iken, soğuk demir parmaklıkların ardında bir başınadır artık... Süreyya için de Ramazan'sız dünya bir mahpus yeridir. Bu kâbusun ortasında tek bir umut fidanı yeşerir Süreyya’nın yüreğinde... İçinde atan bir minik kalp daha olduğunu öğrenir. Karnında Ramazan’ın çocuğu büyümektedir gün be gün... Bunu duyan babası, urganı atar önüne... As kendini, temizle namusumuzu der. Umutsuzca ölüme giderken anasının yardımıyla kaçar Süreyya... Artık o da bir sürgündür Ramazan gibi..

Güneydoğu'da filizlenen zor bir aşkın öyküsü... Kanun tanımaz töre ve töreye karşı gelen bir aşk... Sıla, on üç yaşındayken ailesinden koparılıp, İstanbul'daki çocuksuz bir aileye verilir. Ancak yıllar sonra yüzünü bile hatırlayamadığı ağabeyinin hayatını kurtarmak için berdel olarak, aşiret reisi Boran'la evlendirilir. Sıla, artık büyük bir evde hapiste gibidir.

Zekası ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel hırsız Kertenkele'nin 'Hayatın yalan olsa da aşkın gerçek olsun' dedirten hikayesi... Mesleki hayatını takıntılı bir şekilde Kertenkele’yi yakalamaya adayan komiser Ünsal’ın tüm çabalarına rağmen Kertenkele izini kaybettirmenin bir yolunu hep bulmuştur. Kertenkele sıfır din bilgisi ile imamlık yapmaya çalışırken karşısına gayrimenkul kralı Ekrem Bey’in güzeller güzeli torunu Zehra çıkar.

Farklı karakter yapılarına sahip Meltem ve Haluk çifti, sürekli tartışıyor olmalarına rağmen, birbirlerini deli gibi sevmektedir. Başarılı bir kariyere sahip Meltem, evde ailesinin bütün ihtiyaçlarına koşturabilme yeteneğine ve enerjisine sahiptir. Tipik bir Anadolu erkeği olan Haluk'un tek derdi ise yemek, futbol ve tembelliktir. Sürekli didişme halinde olan çiftin anlaştığı tek konu ise kızlar ve arabalarla kafayı bozmuş olan oğulları Havuç ve kendini beğenmiş kızları Duygu ile ilgili alınan kararlardır.

Ali, Metin ve hayallerine ortak etmek istedikleri ama hep hayal kırıklıklarına denk getirdikleri küçük kardeşleri Feyza ile dünyaya barış ve mutluluk getirmek isterler. Sırf bu talepleriyle Say kanununu boşa çıkarttıkları için makroekonomiye büyük bir darbe vuran kardeşler için bu sadece başlangıçtır. Ali ve Metin’in büyük mucitler gibi geniş çalışma alanları, sponsorları yoktur ama dünyayı güzelleştirmeye çalışırken 60’ından sonra kendisine bakmaya başlayan ve evdeki herkesi huylandıran babaları, 87 yaşından sonra 'Ben hinlik için yaratılmışım' diyen el aldıkları ustaları ve tarifi çok zor gönül ilişkileri vardır.

Eylül, Songül, Cemre, Kader ve Meral... Onlar dağılan yuvaların kırgın çiçekleri... Aynı yetimhanede kalan ve aynı okulda okuyan kızlar, yaşadıkları her olayda birbirlerine kenetlenmektedir. Zor zamanlarında onlara Feride ve Toprak öğretmenleri yardım ellerini uzatır.

Selin, Leyla ve Nazlı anne ve babalarını trafik kazasında yitirdikten sonra amcalarının yanına sığınırlar. Ancak onun huysuz karısı Aslı ve Aslı'nın önceki evliliğinden olan kızı Kıvılcım tarafından sürekli eziyet görürler. Kızlar dünyada yapayalnız kaldıklarını zannederler ama aslında dünyanın kaderini değiştirecek ve kötü Hades'e karşı savaşacak Selena'yı Ütopya gezegeninden çağıracak sırra sahiptirler.

Fırıncı Nusret efendi, eşi ve beş kızıyla İstanbul'un eski mahallelerinden birinde, birbirinden naif ve enteresan komşularıyla mutlu mesut bir hayat sürmektedir. Bu mahallede kavga, gürültü, komik olaylar ve aşklar eksik olmamaktadır.

Çukurova'da aşkın, intikamın, kavganın ve rekabetin öyküsü konu ediliyor.

Türkiye'nin en güçlü ailesi olan Çakırbeyliler'in karşısında bu sefer daha zorlu bir sınav vardır: Avrupa'nın en büyüğü olmak... Bakalım, güç savaşlarında kazanan taraf kim olacak, dünyayı sömüren güçler mi, onlara başkaldıran Çakırbeyliler mi?

Zeynep, kardeşiyle kurduğu düzende, küçük mutluluklarla yaşamını renklendiren bir karakterken, Can ise genç yaşta profesör olan bir cerrahtır. İlk bakışta hiçbir ortak noktaları yokmuş gibi görünen Can ve Zeynep, beklenmedik bir şekilde birbirlerinin hayatlarına dâhil olduklarında, aşılması zor engelleri de beraberinde getiren sonsuz bir aşkın içine düşerler.

Tatar Ramazan, babasına yapılan haksızlığın cezasını kendi elleriyle kestiği gün hapse girer. Başka bir şehre sürgün edilir. Uğruna ölümlere gideceği Süreyya’sını memleketi Ovacık’ta bırakır. Tek rüyası, içinde onun ve çocuklarının olduğu bir yuva iken, soğuk demir parmaklıkların ardında bir başınadır artık... Süreyya için de Ramazan'sız dünya bir mahpus yeridir. Bu kâbusun ortasında tek bir umut fidanı yeşerir Süreyya’nın yüreğinde... İçinde atan bir minik kalp daha olduğunu öğrenir. Karnında Ramazan’ın çocuğu büyümektedir gün be gün... Bunu duyan babası, urganı atar önüne... As kendini, temizle namusumuzu der. Umutsuzca ölüme giderken anasının yardımıyla kaçar Süreyya... Artık o da bir sürgündür Ramazan gibi..

Güneydoğu'da filizlenen zor bir aşkın öyküsü... Kanun tanımaz töre ve töreye karşı gelen bir aşk... Sıla, on üç yaşındayken ailesinden koparılıp, İstanbul'daki çocuksuz bir aileye verilir. Ancak yıllar sonra yüzünü bile hatırlayamadığı ağabeyinin hayatını kurtarmak için berdel olarak, aşiret reisi Boran'la evlendirilir. Sıla, artık büyük bir evde hapiste gibidir.

Zekası ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel hırsız Kertenkele'nin 'Hayatın yalan olsa da aşkın gerçek olsun' dedirten hikayesi... Mesleki hayatını takıntılı bir şekilde Kertenkele’yi yakalamaya adayan komiser Ünsal’ın tüm çabalarına rağmen Kertenkele izini kaybettirmenin bir yolunu hep bulmuştur. Kertenkele sıfır din bilgisi ile imamlık yapmaya çalışırken karşısına gayrimenkul kralı Ekrem Bey’in güzeller güzeli torunu Zehra çıkar.

Farklı karakter yapılarına sahip Meltem ve Haluk çifti, sürekli tartışıyor olmalarına rağmen, birbirlerini deli gibi sevmektedir. Başarılı bir kariyere sahip Meltem, evde ailesinin bütün ihtiyaçlarına koşturabilme yeteneğine ve enerjisine sahiptir. Tipik bir Anadolu erkeği olan Haluk'un tek derdi ise yemek, futbol ve tembelliktir. Sürekli didişme halinde olan çiftin anlaştığı tek konu ise kızlar ve arabalarla kafayı bozmuş olan oğulları Havuç ve kendini beğenmiş kızları Duygu ile ilgili alınan kararlardır.

Ali, Metin ve hayallerine ortak etmek istedikleri ama hep hayal kırıklıklarına denk getirdikleri küçük kardeşleri Feyza ile dünyaya barış ve mutluluk getirmek isterler. Sırf bu talepleriyle Say kanununu boşa çıkarttıkları için makroekonomiye büyük bir darbe vuran kardeşler için bu sadece başlangıçtır. Ali ve Metin’in büyük mucitler gibi geniş çalışma alanları, sponsorları yoktur ama dünyayı güzelleştirmeye çalışırken 60’ından sonra kendisine bakmaya başlayan ve evdeki herkesi huylandıran babaları, 87 yaşından sonra 'Ben hinlik için yaratılmışım' diyen el aldıkları ustaları ve tarifi çok zor gönül ilişkileri vardır.

Eylül, Songül, Cemre, Kader ve Meral... Onlar dağılan yuvaların kırgın çiçekleri... Aynı yetimhanede kalan ve aynı okulda okuyan kızlar, yaşadıkları her olayda birbirlerine kenetlenmektedir. Zor zamanlarında onlara Feride ve Toprak öğretmenleri yardım ellerini uzatır.

Selin, Leyla ve Nazlı anne ve babalarını trafik kazasında yitirdikten sonra amcalarının yanına sığınırlar. Ancak onun huysuz karısı Aslı ve Aslı'nın önceki evliliğinden olan kızı Kıvılcım tarafından sürekli eziyet görürler. Kızlar dünyada yapayalnız kaldıklarını zannederler ama aslında dünyanın kaderini değiştirecek ve kötü Hades'e karşı savaşacak Selena'yı Ütopya gezegeninden çağıracak sırra sahiptirler.

Fırıncı Nusret efendi, eşi ve beş kızıyla İstanbul'un eski mahallelerinden birinde, birbirinden naif ve enteresan komşularıyla mutlu mesut bir hayat sürmektedir. Bu mahallede kavga, gürültü, komik olaylar ve aşklar eksik olmamaktadır.

Çukurova'da aşkın, intikamın, kavganın ve rekabetin öyküsü konu ediliyor.

Türkiye'nin en güçlü ailesi olan Çakırbeyliler'in karşısında bu sefer daha zorlu bir sınav vardır: Avrupa'nın en büyüğü olmak... Bakalım, güç savaşlarında kazanan taraf kim olacak, dünyayı sömüren güçler mi, onlara başkaldıran Çakırbeyliler mi?

Oflu Hoca'nın günleri karmaşayla geçmektedir. Yerel bir kanalın programında çıkar, fırında çalışır ve babasıyla başı sürekli derde gider. Gençliğinde yer aldığı Doğanspor futbol kulübünde yaşanan son gelişmeler de işlerin tuzu biberi olur. Oflu Hoca ve diğerlerine göre kulübün yeni başkanı olmak isteyen müteahhit Ahmet, bu koltuk için uygun isim değildir. Bu nedenle Oflu Hoca da başkanlık için adaylığını koymak zorunda kalır ve aralarında esaslı bir rekabet başlar.

Tatar Ramazan, babasına yapılan haksızlığın cezasını kendi elleriyle kestiği gün hapse girer. Başka bir şehre sürgün edilir. Uğruna ölümlere gideceği Süreyya’sını memleketi Ovacık’ta bırakır. Tek rüyası, içinde onun ve çocuklarının olduğu bir yuva iken, soğuk demir parmaklıkların ardında bir başınadır artık... Süreyya için de Ramazan'sız dünya bir mahpus yeridir. Bu kâbusun ortasında tek bir umut fidanı yeşerir Süreyya’nın yüreğinde... İçinde atan bir minik kalp daha olduğunu öğrenir. Karnında Ramazan’ın çocuğu büyümektedir gün be gün... Bunu duyan babası, urganı atar önüne... As kendini, temizle namusumuzu der. Umutsuzca ölüme giderken anasının yardımıyla kaçar Süreyya... Artık o da bir sürgündür Ramazan gibi..

Güneydoğu'da filizlenen zor bir aşkın öyküsü... Kanun tanımaz töre ve töreye karşı gelen bir aşk... Sıla, on üç yaşındayken ailesinden koparılıp, İstanbul'daki çocuksuz bir aileye verilir. Ancak yıllar sonra yüzünü bile hatırlayamadığı ağabeyinin hayatını kurtarmak için berdel olarak, aşiret reisi Boran'la evlendirilir. Sıla, artık büyük bir evde hapiste gibidir.

Zekası ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel hırsız Kertenkele'nin 'Hayatın yalan olsa da aşkın gerçek olsun' dedirten hikayesi... Mesleki hayatını takıntılı bir şekilde Kertenkele’yi yakalamaya adayan komiser Ünsal’ın tüm çabalarına rağmen Kertenkele izini kaybettirmenin bir yolunu hep bulmuştur. Kertenkele sıfır din bilgisi ile imamlık yapmaya çalışırken karşısına gayrimenkul kralı Ekrem Bey’in güzeller güzeli torunu Zehra çıkar.

Farklı karakter yapılarına sahip Meltem ve Haluk çifti, sürekli tartışıyor olmalarına rağmen, birbirlerini deli gibi sevmektedir. Başarılı bir kariyere sahip Meltem, evde ailesinin bütün ihtiyaçlarına koşturabilme yeteneğine ve enerjisine sahiptir. Tipik bir Anadolu erkeği olan Haluk'un tek derdi ise yemek, futbol ve tembelliktir. Sürekli didişme halinde olan çiftin anlaştığı tek konu ise kızlar ve arabalarla kafayı bozmuş olan oğulları Havuç ve kendini beğenmiş kızları Duygu ile ilgili alınan kararlardır.

Ali, Metin ve hayallerine ortak etmek istedikleri ama hep hayal kırıklıklarına denk getirdikleri küçük kardeşleri Feyza ile dünyaya barış ve mutluluk getirmek isterler. Sırf bu talepleriyle Say kanununu boşa çıkarttıkları için makroekonomiye büyük bir darbe vuran kardeşler için bu sadece başlangıçtır. Ali ve Metin’in büyük mucitler gibi geniş çalışma alanları, sponsorları yoktur ama dünyayı güzelleştirmeye çalışırken 60’ından sonra kendisine bakmaya başlayan ve evdeki herkesi huylandıran babaları, 87 yaşından sonra 'Ben hinlik için yaratılmışım' diyen el aldıkları ustaları ve tarifi çok zor gönül ilişkileri vardır.

Eylül, Songül, Cemre, Kader ve Meral... Onlar dağılan yuvaların kırgın çiçekleri... Aynı yetimhanede kalan ve aynı okulda okuyan kızlar, yaşadıkları her olayda birbirlerine kenetlenmektedir. Zor zamanlarında onlara Feride ve Toprak öğretmenleri yardım ellerini uzatır.

Selin, Leyla ve Nazlı anne ve babalarını trafik kazasında yitirdikten sonra amcalarının yanına sığınırlar. Ancak onun huysuz karısı Aslı ve Aslı'nın önceki evliliğinden olan kızı Kıvılcım tarafından sürekli eziyet görürler. Kızlar dünyada yapayalnız kaldıklarını zannederler ama aslında dünyanın kaderini değiştirecek ve kötü Hades'e karşı savaşacak Selena'yı Ütopya gezegeninden çağıracak sırra sahiptirler.

Fırıncı Nusret efendi, eşi ve beş kızıyla İstanbul'un eski mahallelerinden birinde, birbirinden naif ve enteresan komşularıyla mutlu mesut bir hayat sürmektedir. Bu mahallede kavga, gürültü, komik olaylar ve aşklar eksik olmamaktadır.

Çukurova'da aşkın, intikamın, kavganın ve rekabetin öyküsü konu ediliyor.

Türkiye'nin en güçlü ailesi olan Çakırbeyliler'in karşısında bu sefer daha zorlu bir sınav vardır: Avrupa'nın en büyüğü olmak... Bakalım, güç savaşlarında kazanan taraf kim olacak, dünyayı sömüren güçler mi, onlara başkaldıran Çakırbeyliler mi?

Sakarlıkları ve uğursuzluğuyla etrafındaki herkesi kaçıran Sebahattin, ne yapsa şanssızlıklarından bir türlü kurtulamamaktadır. Bir gün panayırda tanıştığı Yaprak'a aşık olunca lanetten kurtulabilmek için geçmişte ahını aldığı insanlarla yeniden buluşup, helallik istemeye karar verir.

Tatar Ramazan, babasına yapılan haksızlığın cezasını kendi elleriyle kestiği gün hapse girer. Başka bir şehre sürgün edilir. Uğruna ölümlere gideceği Süreyya’sını memleketi Ovacık’ta bırakır. Tek rüyası, içinde onun ve çocuklarının olduğu bir yuva iken, soğuk demir parmaklıkların ardında bir başınadır artık... Süreyya için de Ramazan'sız dünya bir mahpus yeridir. Bu kâbusun ortasında tek bir umut fidanı yeşerir Süreyya’nın yüreğinde... İçinde atan bir minik kalp daha olduğunu öğrenir. Karnında Ramazan’ın çocuğu büyümektedir gün be gün... Bunu duyan babası, urganı atar önüne... As kendini, temizle namusumuzu der. Umutsuzca ölüme giderken anasının yardımıyla kaçar Süreyya... Artık o da bir sürgündür Ramazan gibi..

Güneydoğu'da filizlenen zor bir aşkın öyküsü... Kanun tanımaz töre ve töreye karşı gelen bir aşk... Sıla, on üç yaşındayken ailesinden koparılıp, İstanbul'daki çocuksuz bir aileye verilir. Ancak yıllar sonra yüzünü bile hatırlayamadığı ağabeyinin hayatını kurtarmak için berdel olarak, aşiret reisi Boran'la evlendirilir. Sıla, artık büyük bir evde hapiste gibidir.

Zekası ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel hırsız Kertenkele'nin 'Hayatın yalan olsa da aşkın gerçek olsun' dedirten hikayesi... Mesleki hayatını takıntılı bir şekilde Kertenkele’yi yakalamaya adayan komiser Ünsal’ın tüm çabalarına rağmen Kertenkele izini kaybettirmenin bir yolunu hep bulmuştur. Kertenkele sıfır din bilgisi ile imamlık yapmaya çalışırken karşısına gayrimenkul kralı Ekrem Bey’in güzeller güzeli torunu Zehra çıkar.

Farklı karakter yapılarına sahip Meltem ve Haluk çifti, sürekli tartışıyor olmalarına rağmen, birbirlerini deli gibi sevmektedir. Başarılı bir kariyere sahip Meltem, evde ailesinin bütün ihtiyaçlarına koşturabilme yeteneğine ve enerjisine sahiptir. Tipik bir Anadolu erkeği olan Haluk'un tek derdi ise yemek, futbol ve tembelliktir. Sürekli didişme halinde olan çiftin anlaştığı tek konu ise kızlar ve arabalarla kafayı bozmuş olan oğulları Havuç ve kendini beğenmiş kızları Duygu ile ilgili alınan kararlardır.

Selin, Leyla ve Nazlı anne ve babalarını trafik kazasında yitirdikten sonra amcalarının yanına sığınırlar. Ancak onun huysuz karısı Aslı ve Aslı'nın önceki evliliğinden olan kızı Kıvılcım tarafından sürekli eziyet görürler. Kızlar dünyada yapayalnız kaldıklarını zannederler ama aslında dünyanın kaderini değiştirecek ve kötü Hades'e karşı savaşacak Selena'yı Ütopya gezegeninden çağıracak sırra sahiptirler.

Ali, Metin ve hayallerine ortak etmek istedikleri ama hep hayal kırıklıklarına denk getirdikleri küçük kardeşleri Feyza ile dünyaya barış ve mutluluk getirmek isterler. Sırf bu talepleriyle Say kanununu boşa çıkarttıkları için makroekonomiye büyük bir darbe vuran kardeşler için bu sadece başlangıçtır. Ali ve Metin’in büyük mucitler gibi geniş çalışma alanları, sponsorları yoktur ama dünyayı güzelleştirmeye çalışırken 60’ından sonra kendisine bakmaya başlayan ve evdeki herkesi huylandıran babaları, 87 yaşından sonra 'Ben hinlik için yaratılmışım' diyen el aldıkları ustaları ve tarifi çok zor gönül ilişkileri vardır.

Cazibe, Azeri asıllı güzel bir kızdır. Türkiye'de yaşamak isteyen Cazibe'nin önündeki tek seçenek, bir Türkle evlenmektir. Karşısına ekonomik sıkıntıları olan Kemal çıkar. Alacağı yüklü para karşısında havalara uçan Kemal, bu evlilik teklifini hiç düşünmeden kabul eder. İkili ilk anda birbirinden hoşlanmaz ancak zamanla bu anlaşmazlık yerini sevgiye ve aşka bırakır. Bu arada şüpheci polis komşuları Peker Pekmez onların korkulu rüyası olur.

Aslan, petshop dükkanında solucan, sülük, tavşan ve benzeri hayvanları satan kendi halinde bir esnaftır. Kibirli kayınvalidesi Asalet’e yıllardır bir türlü yaranamayan Aslan’ın hayatının akışı, kayınbabası Nejat son nefesinde, “Karım, kızlarım ve torunlarım sana emanet” diyerek ölünce birdenbire değişir. Üç kız babası olmanın gerekleriyle zor baş ederken kendini bir anda altı kadının yaşadığı evde içgüveysi olarak bulan Aslan’ın başına, kayınbabasına verdiği sözü tutmaya çalışırken birbirinden komik olaylar gelir. Zaten köy kökenli ve muhafazakar biri olan Aslan, evdeki kadınların arasında iyice paranoyak ve kıskanç biri haline gelmiştir.

Çukurova'da aşkın, intikamın, kavganın ve rekabetin öyküsü konu ediliyor.

Türkiye'nin en güçlü ailesi olan Çakırbeyliler'in karşısında bu sefer daha zorlu bir sınav vardır: Avrupa'nın en büyüğü olmak... Bakalım, güç savaşlarında kazanan taraf kim olacak, dünyayı sömüren güçler mi, onlara başkaldıran Çakırbeyliler mi?